5 Nisan 2019 Cuma | By: YeniAy M.

Lanetliler Kraliçesi


Vampir Günlükleri Serisi

KÜNYE
Yazar  Anne Rice
Yayıncı: Turkuvaz Kitap
Sayfa584
Baskı Yılı: 2010
TANITIM BÜLTENİ

Vampir edebiyatının en ünlü yazarı Anne Rice’ın Vampir Günlükleri serisinin üçüncü kitabı, Lanetliler Kraliçesi. Tüm zamanların en çok okunan ve vampir edebiyatında yeni bir çığır açan dizisi, okurlarını soluk soluğa okunacak yeni bir serüvene davet ediyor.
Sinemaya da uyarlanan Lanetliler Kraliçesi’nde, altı bin yıllık suskunluğunu bozan, dünya üzerindeki bütün vampirlerin annesi ve lanetliler kraliçesi Akasha, uykusundan uyanıyor ve tüm lanetini serbest bırakıyor.
Ölümsüzlerin en yeteneklisi, en dayanılmazı olan Vampir Lestat’ın konserinde bazı vampirler yanmaya başlıyor ve nedeni bir türlü anlaşılamıyor.
Kraliçe Akasha’nın korkunç bir planı var. Lestat da bu planın bir parçası. İnsanlığın mı yoksa vampirlerin mi sonu geliyor?..
“Kötülük, gizem, şiddet ve erotizmin sınırlarında dolaşan bir şehvetle dopdolu.”


Publishers Weekly
Vampir Lestat kitabının son halkası. İlk kitap ise Vampirle Görüşme ki ben daha okumadım. Bunu da kaç sene sonra 2. el olarak bulup okudum çünkü yayınevi kapanmış. Millet 1. kitaptan başlar ben ortadan başlayıp, sonuncuyu okudum ve belki kafam eserse daha sonra 1. kitabı da okurum, Allah bilir artık.

Kafadan söyleyeyim kitabın tanıtım yazısında "erotizm sınırlarında dolaşan bir şehvetle dopdolu" falan diyor ama kanmayın, yok öyle bir şey. Bunların(vampirlerin) yegane şehvet ve erotizm anlayışı kan ve öpücük ile sınırlı, ölü oldukları için Anne Rice'in vampirlerinde insanlar gibi malum işlev çalışmıyor. :D

Önce öveyim sonra gömeyim romana. Anne Rice vampir edebiyatının en önemli ve ünlü yazarlarından biridir, öyle ki ünlü serisi filmlere bile çevrilmiştir; elbette kitaplardan biraz fazla farklı bir şekilde. Kitap boyunca tüm vampirlerin duygu, düşünce ve içinde bulundukları ruh hallerini gayet net ve güzel bir şekilde yansıtmayı başarmış. Okurken genelde zevk aldım ama elbet bazı kısımlar sıkmadı değil. O kısma sonra geleceğim. Bu kitapta sonunda Akasha ve Enkil'ın hikayelerini öğrenebiliyoruz, nasıl vampir oldular ve Akasha neyin peşinde vb. ne varsa en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor, kafanızda soru işareti kalmaz. Yani kitap bittiğinde ciddi bir son olmuş diyebilirim. Tatmin olursunuz.

Evet, övme kısmı buraya kadardı. Şimdi gömmeye geldi sıra. İlk kitabını okuduğum zaman varoluşçu felsefesi bıktı, gına getirdi demiştim ama beterin beteri varmış; bu sefer bu felsefenin yerine iyi-kötü; din-inanç olayına kafayı takmış yazar ve yazmış da yazmış ama öyle böyle yazma değil, böyle baygınlık geliyor artık, yeter ya! diyorsunuz. Çok uzatmış, bu kadın ayar bilmiyor, bir başladı mı sanki kendisi öğretmen biz de öğrenciyiz, bize ders anlatıyor gibi yazıyor. Haliyle bir şeyi "dikta" etme meselesinin canlı örneğini görüyoruz ki işinde usta bir yazar asla bu şekilde yapmaz bu iş; portakalda vitamin misali yapması gerekirken bu teyzemiz gözümüze sokmuş, görmek istemeseniz de görüyor; duymak istemeseniz de duyuyorsunuz. Hele ki Akasha ile girilen o "ikna" sahneleri... Aslında neredeyse tüm kitap boyunca bu konuşmalar ve tartışmalar var, kitap bunlardan ibaret desek yeridir. Vampir Lestat kitabında Jesse nerede? derken şimdi bu kızı niye eklemiş ki? diye soruyorum. Kitapta hiçbir etkili-etkisiz rolü yok, numunelik var kız. Filmde Jesse-Lestat aşkı falan yok burada, sıfır. Çok pis hayal kırıklığı. Ayrıca zırt pırt ağlayan bir Lestat var karşımızda, ne kadar itici ya. Amma da sulu gözmüş haberimiz yokmuş. Bir çok karakterin gözünden anlatılıyor hikaye, asoiaf serisinden buna alışkınım aslında ama öyle bir anlatmış ki zaman kavramını biraz yitirir gibi oluyorsunuz, kafa biraz karışabiliyor.

Özetle bana göre pek de başarılı bir kitap denemez, yani yazarın imajına yakışan bir iş değil; yine de zaman geçirmek adına çok fazla sıkılmadan, bir hafta içerisinde okudum bitti. Bu olumsuzluklar yüzünden ilk kitabı yakın zamanda alma düşüncem yok. :)



2 yorum:

Beyda'nın Kitaplığı dedi ki...

Okunmasa da sanırım bir şey kaybedilmez:)

Unknown dedi ki...

Baran aydın'ın 10'lar konseyi kitabını nasıl buldunuz?
Önerirmisiniz?
Cevabınızı bekliyorum.