UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.
D kardeşler ve Katy yakın bir zamanda seçim yapmak zorunda kalacaklar. Ama açıkçası Luxen mi yoksa Daidolos mu deseler, insanlık derim. Çünkü iki tarafta da masum değil. Masum olan insanlık.
"Opal" kitabında, Katy'i Diadolos'un eline düşmüş halde bıraktık. Daemon ise delice bir şey yapıp, Katy'yi şuursuzca kurtarma hareketine girmemesi için çığırından çıkmış Luxenleri kapattıkları bir kulübede tutulmaktadır. Ama Ash'in yardımı sayesinde kaçan Daemon doğruca, kendilerine ihanet eden tek kişinin Blake olmadığından şüphelenmiş şekilde, melez ergen Luc'un kulübüne gider. Görünüşe göre süper zeki ve tehlikeli olan Luc sadece Luxenler ile değil "Hunter" gibi Arumlar ile de iş yapmaktadır ama Luc'un ihanet ile ilgisi yoktur. Ama bir teklifi vardır. Luc, Diadolos'un elinde olan bir ilacı istemektedir. Eğer o ilacı ona getirirse, bağlantıları sayesinde onu ve Katy'yi nerede olursa olsun çıkartabileceğini söyler. Zaten adam akıllı bir tertibi olmayan Daemon için yapacak başka bir şey de yoktur. Teslim olacak, Katy'nin yanına götürülecek ve ilacı bulup, Luc'un casusları sayesinde oradan çıkıp, kurtulacaklardır. Damon Weather Dağına gidip Nancy'e teslim olur.
Diğer yandan ise Katy bazı gerçekler ile başa çıkmak zorundadır. Daha doğrusu kendisine anlatılanların gerçek mi yoksa yalan mı olduğu ile... Çünkü Dawson ve Beth'e yaptıklarına bakılırsa Daidalos hiç de masum ve iyi niyetli değildir. Zaten bir de kendisine yaptıklarına ve onu yapmaya zorladıkları şeyler de pek güzel sayılmazdı. Katy mutasyona kusursuz bir şekilde cevap vermiş ender örneklerden biri olduğu için bir asker ve hekim olan Dasher için çok değerlidir. Zaten onu dönüştüren Luxen de çok güçlü olduğu için Nancy için önem arz etmekteydi.
Dasher ona Luxenlerin sandığı kadar iyi olmadıklarını, Arumlar ile savaşın başlama sebebinin Luxenlerin varlığı olduğunu ve de Dünyayı ele geçirmek isteyen 9bin Luxenin hazırda beklediğini de ekler. Dahası uzaya dağılmış Luxenlere haber gönderdikleri anda istila için binlercesi gelecektir Diadalos'da bu ve buna benzer çeşitli durumlar hakkında araştırmalar yapmakta, önlemler almaktadır. Terörist bir Luxenle tanışana kadar, Katy hiçbirine doğruluk ihtimali vermez. Dasher onu stres sınavlarına tabi tutar ama hiçbir meleze zarar vermek istemeyen Katy karşılık vermez ve bunun sonucunda da eğitilmiş melezler tarafından dövülür. Tüm bunların karşısında kendisine iyi davranmaya yakın olan tek kişi ise Archer isminde bir askerdir.
Daemon, Katy'yi görme karşılığında her istediklerini yapacağını söylediği için Nancy oğlanı 51.bölgeye getirir ve onu hemen kızın yanındaki hücreye koyar. Ama şüphe çekici bir durum vardır. Ortak banyo paylaşıyorlardır. Buna yapmalarının sebebini de sonra anlarlar. B bölgesinde "Köken" dedikleri luxen ve melezden doğmuş çocuklar vardır. Bunlar son derece zeki ve güçlüdürler. Mükemmel mutasyonları yüzünden ikisinin de birlikte olup, çocuk yapabilecekleri ihtimaline karşı ortak bir alan sağlamışlar ve oraya kamera koymamışlardır. Elbette bu fikir çok rahatsız edici gelir. Zira Micah isimli karşılaştıkları köken çocuk ürkütücü derecede zeki ve güçlüdür. Ama ellerinde yüz tane kadar bu çocuklardan vardır.
Daemon'ın iyileştirme yeteneğini görmek için Katy'ye akıl almaz yaralar açarlar. Dahası başka insanları da mutasyona uğratması için uğraşırlar. Bunlara da Promethous dedikleri bir ilaç veriyorlardır. Ama etkisi iyi olmaz. Ayrıca bu, Luc'un istediği şeydir de. Archer hakkında da bir gerçek açıklanır. Kendisi de bir kökendir. Ama ilk nesillerden olduğu için o 5 yaşlarındaki kökenler kadar güçlü değildir. Zira onlara da bu ilaçtan verilmiştir. Bu sırada anlarız ki kökenler düşünce okuyabilmekte ve Archer da Luc'un (gözlerdeki benzer bir özelliği görünce Luc'un da köken olduğu anlaşılır.) içeride ki casusudur. O da bu yerden kaçıp gitmek istemektedir. Nitekim köken çocuklardan birinin yardım teklifi ile bir tertip düzenlerler ve Katy ilacı almayıp başarıp, kökenleri serbest bırakıp, kargaşadan yararlanarak Archer sayesinde kaçarlar.
Saklandıkları bir motelde Archer ile buluşan Daemon ve Katy, yanında Luc ve Paris'i de getirdiğini görmüştür. Luc ilacı alır, onlara da süprizi vardır. Las Vegas'a giderler ve orada ailesi ile buluşurlar. Onu kurtarmak için uğraşmışlar ve ilk önce Luc'un peşine düşmüşlerdir. Matthew'un bir arkadaşının evidir. Bazı noktaları geçiyorum ki eğlenceli ve sürpriz olsun. :P
Dee Archer'dan hoşlanmış gibidir. Bizim asker de ondan. Hatta yeminle ben o kısımları okumadan önce hayal ettiğim bir sahne vardı. Aynen gerçek oldu. Ahahhaha. Demek yazar ile aynı kafada ilerliyoruz. Ah bu arada yukarıda yazmayı unuttum. Bizim Kat, motivasyon olup dövüşsün diye Blake karşısına çıktı. Baya da gıcık oluyor zaten, biliyorsunuz. Evet, oğlan orada idi. Aslında hiç kaçma ihtiyacı yokmuş sevdiği kızın. Dahası Blake bizim Kat tarafından öldürüldü. Evet, ya! Atlamışım işte. Önemli değil. Açıkçası bence yazar onu öldürmedi. Öyleymiş gibi gösterdi ki Archer bile onu öldü sanıyor ve herkes herkese öyle dedi. Ama madem yazar ile kafam aynı işliyor, yazın kenara bu oğlan ölmedi! Ayrıca Matt aynen şüphe ettiğim gibi çıktı. İnan birindi kitaptan beri şüphe ediyordum. Ahan da yazarla aynı kafada çıktığım bir yer daha ve kitabın sonlarına doğru "tahmin ettiğim" bir şey daha ortaya çıktı ve ben inanıyorum ki benzer bir şeyi 5.kitapda da göreceğiz. :P
Bizimkiler baskına uğrarlar(ihanet yüzünden) ve kaçarlar elbette ama kaçmak için de kendilerini insanlara karşı açığa çıkartırlar. Elbette bu pek iyi sonuçlanmaz. Daidalos karşı saldırıya geçer. Sonuç ise; Ash, Andrew ve Paris ölür. Aslında yazar haklı. Artık onlar bu saatten sonra yük olurlar. Çünkü işler kızıştı ve Daidalos da haklı çıkmıştır. Uzaya dağılmış Luxenler gelmeye başlarlar. Artık savaş başlayacaktır. Kim hangi tarafta olacak ve savaşın gidişatını göreceğiz. Bu üç karakteri ise bu kargaşa da bir yerlere sokuşturup sürekli varlıklarını belirtmeye çalışması çok yorucu olacaktır. Onlar önemli karakterler değiller zira.
Kitap hakkındaki genel görüşüm: Yazarımız o güzel anlatımına ve beni güldürmeyi başarmaya devam ediyor, tebrikler! Nasıl başarıyorsun bunu? :) Kadına hasta oldum yani, neredeyse! Sevdim seni Jennifer abla!
Kitap doyurucu, sıkıcı tek nokta ise Daemon'ın bitmek bilmez "pişmanım, suçluluk duyuyorum" kısmını her fırsatta kitabın her noktasına işlemeye çalışması. Biraz fazla kaçmış. Bunun dışında genel olarak her şey tahmin edilebilir şekilde(en azından benim için) ilerlese de kitap beni sıkmadı ve hızlıca bitirebildim. Bu kitap da beklediğimi bir başkasının başına getirdi ama eminim 5.kitap da istediğimi alacağım! :P
DİPÇE: Bu sefer kitap kapağını beğenmedim.
Kitap Okuma Önerisi: Almamak olmaz.
Puan: 10/9 (Bahsettiğim olumsuz durum için kitabın puanını 1 basamak düşürmek zorundayım.)
Kitap Fiyatı: 21
KARAKTERLER
Archer. 20'lerin başı-ortası arası diyelim. Uzun boylu, iri yarı, hoş mavi gözleri olan yakışıklı ve acayippppp seksiiiiii(Dee öyle diyor.) köken asker. Daidalos'un elinde olduğu süre zarfında elinden geldiğince Kat'e yardım etti. Luc'un 51.bölgedeki casusu. Kendine ait bir yaşam istiyor. Bu yüzden de bizimkilere kaçmasında yardım etti. Dee bu oğlanı görünce hasta oldu(ki Dee'yi kendim olarak hayal edip, aşkım Ewan'i ekledim Archer olarak. Gerçi benimkisi 40 yaşında ama olsun. :D ).
Luc. 15 yaşındaki ergen köken çocuk. Her köken gibi zeki ve tehlikeli. Yakışıklı bir çocuk olarak tanımlanıyor. Hükümetin elinden kaçmayı başarıp, kendine bir hayat kurar ve açtığı clupden baya para kazanır. Sürekli kafasında bir şeyler var bu oğlanın. Bizimkilere oradan getirmelerini istedikleri bir ilaç karşılığında kaçmaya yardım sözü veriyor. Bu kitap da bolca göreceğiz ve inanıyorum ki 5.kitap da daha fazla bilgi edineceğiniz bu oğlan hakkında. Örneği o ilaç ile ne yapacak? Amacı nedir? gibi.... :)
0 yorum:
Yorum Gönder