6 Aralık 2015 Pazar | By: YeniAy M.

Zülzine



UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.

"Seni nereye gidersen git, bulurum, Zülzine! Benden kaçamazsın."

KÜNYE

Yazar: Nefise Serra
Yayıncı: Carpe Diem Yayınları
Sayfa: 320
Baskı Yılı: 2015

Ak köpüklü mavi sularıyla Akdeniz'in kıyısında, Sahra Çölü'nün hemen kuzeyinde, kara kıtanın denizle buluştuğu yerde bir mücevher gibi parıldayan beyaz bir şehir vardır: Hammamet... Beyaz şehir... Mağrip'in incisi... Yaşamayı seven mutlu insanların şehri... O gün kentin sokaklarında her zamankinden farklı bir telaş göze çarpıyordu. İnsanlar hızla meydanları, sokakları boşaltıyor, kapılarını ve pencerelerini sıkı sıkı kapatıyorlardı. Herkesin dilinde tek bir kelime vardı; fırtına... Koca şehir, güneyli bir rüzgâra teslim olmuştu. Kaçabilen herkes bir yerlere saklanmış, fırtınanın dinmesini bekliyordu. Biri hariç… Çıkmaz bir sokağın ağzında soluk eflatun elbisesi, hâkî başörtüsü ve ham deriden yapılmış koyu kahve renkli sandaletleriyle genç bir kız, ağzını burnunu kapatmış, fırtınaya direnmeye çalışıyordu. Biraz sonra mavi boyalı ahşap bir kapının önünde durdu. Baştan aşağı simsiyah giyinmiş, uzun boylu, sert bakışlı genç bir adam suretinde, kaderinin bu kapının arkasında onu beklediğini henüz bilmiyordu... Hammamet'te yaşayan dünyalar güzeli Zülzine ile çöldeki Tuvarek kabilesinin cesur lideri Amir'in fırtınalı hayatlarının hikâyesi... Onların aşkı, unutulup çölün kumlarına mı gömülecek yoksa bir efsaneye mi dönüşecek?...
Carpe Diem yayınevini yeni keşfettim. Oldukça ilgi çekici bir yayınevi olduğunu düşünüyorum. Zülzine, yayınevinin okuduğum ilk kitabı. Ara ara sayfasında çekiliş yapıyorlar, takip etmenizi öneririm. 

Kitabın ilk olarak tasarımını övmeme izin verin. Ciltli(çok severim) ve gerçekten yazı boyutunu da büyük tutmuş ki diğer kitaplarda küçük olduğunu biliyorsunuz. Diyeceksiniz ne fark eder? Öyle demeyin. Gözü bozuk insanlar için kitapların yazı boyutu çok önemli. Bilhassa benim gibi bir gecede okuyorsanız, saatlerce minik yazıları okumak gözü çok yoruyor. Yayınevini bu kaliteli kitap tasarımı için tebrik ederim. Kesinlikle değerli bir kitap olarak kitaplığımın önemli hazinelerinden biri olarak saklayacağım, inşallah.

Gelelim kitabın içeriğine. Aşk sevmem demiştim, ama bu aralar okur oldum. Kitap, Osmanlının yaşadığı(hangi zaman muamma) dönemlerde, Arap Yarımadasındaki Sahra çölünde geçiyor. Çölde göçebe bir yaşam süren savaşçı bir kabile liderinin, Hammamet sokaklarında ilk görüşte aşık olduğu Zülzine isimli kızı kaçırması ile kitaba giriş yapıyoruz. 

Amir, oldukça gururlu ve kolay sinirlenen güçlü bir savaşçı erkek ama bir o kadar da sevdiği kadın için köle olabilecek biridir. Geçmişten bir yarası olduğu için de derinlerde bir yerde aynı şeyin başına gelmesinden de endişeleniyor. Zülzine'ye öyle delice aşık olmuş ki istediği yere kaçsın, gerekirse 7 yıl sürse bile, peşinden gidip, bulana kadar durmayacak bir adam. Zülzine de aksine oldukça özgürlüğüne düşkün bir kız. Asi. Cesur. İnadı da inat. Sırf bu asi karakteri yüzünden aslında ta en başta etkilendiği Amir'e karşı öfke dolu ve aşkını kabul etmemekte direniyor. Aslında kitap boyunca bizim kıza öfkeleniyorum. Aşıksın işte be kızım, kabul etsene! diyor insan. Böyle adam seni görmüş aşık olmuş her şeyini önüne sermiş, senin de ona karşı boş olmadığın en başta belli...Yazık ikinize çektirdiğin eziyete diye kızdım durdum bu hatuna! Yani Amir destekçilerindenim. :)

Kitabın kurgusu da konusu da beni kendine çekiverdi. Yazar bizi oldukça mistik bir dünyaya sokmuş. Bilmediğimiz, yabancı olduğumuz bir kültürün içine giriverdim. Ve çok sevdim! Sert ve gururlu Amir'in tüm gücüne rağmen, sevdiği kadın karşısındaki çaresizlik çok iyi işlenmiş. Onu her şeyden ve herkesten koruma çabası ise kalbinizi ısıtacak. Soru şu ki kendisinden korumaya muktedir mi? 

Kitabın dili ve akışkanlığı çok iyi. Akşama doğru başladım, gece 1'e kadar elimden düşürmeden okudum ve bitirdim. Resmen okurken kafamda hayallere dalıp dalıp durdum. Film gibi canlandırdım olayları. Neredeyse Amir'e ben aşık olacaktım. :D Kitap, gerek konu gerekse kurgu olarak beni kalben etkilemeyi başardı. Tam filmlere konu olacak bir kitap. Görsel olarak da karakterlerimizi görmeyi çok isterim. :)

Yalnız zaman geçişlerinde biraz hızlılık var ve kafamı karıştırır oldu. Yani ne oldu şimdi? dedim bazı yerlerde kendi kendime. Yazar biraz o noktalarda kafamızı duman etmiş. Sanki çok fazla sayfa tutmaması için biraz hızlı geçişler kullanmış. Yani bazı yerleri daha ayrıntılı da anlatabilirdi. Bu kitaba eksi puan olarak etkiliyor maalesef. Ama diğer yandan bu şekilde sanki 1001 gece masalı dinliyormuşuz gibi de olmuş. Yine de belli noktaları ayrıntılı anlatmasını tercih ederdim.

Yazarımızı tebrik ederim. Çok güzel bir kitap ortaya koymuş. Sanırım iki kitabı da daha var, çıkmaya hazır bekleyen. Onlar da bunun gibi ise seve seve okurum. Size de tavsiye ederim. Güzel bir aşk romanı okumak istiyorsanız sizi temin ederim bu kitaba harcadığınız zamana değecek. Sözde best seller olmuş yazarların hepsinden daha güzel ve gerçek, masum bir aşkı anlatmış yazar. İşte bahsettiğim aşk budur!

Puan: 10/8 (Bahsettiğim olumsuz kısım yüzünden 8 veriyorum. Yoksa potansiyel olarak; 10 numaralı bir kitap. Lütfen ayrıntılardan kaçınmayalım ki kafa karışıklığımız olmasın.)

Kitap Fiyatı: 23,5 TL

1 yorum:

puf dedi ki...

Merhaba, yorumunu çok beğendim ve Carpe Diem'ie beğlı olan Adı Yok dergisi editörü Buket. Acaba yazını dergimizde yayınlamak istesek ne dersin?