27 Ekim 2013 Pazar | By: YeniAy M.

Bir Kereden Çok Şey Olur (Uyuşturucu Sorunu Üzerine)


UYUŞTURUCUNUN TOPLUMA VE KİŞİYE OLAN OLUMSUZ ETKİSİNE TANIK OLACAK VE ETKİSİNDEN KURTULAMAYACAKSINIZ!


Kitabımızın yazarı, İsa ALTUN isminde, halen etkin görev yapan bir polis memuru. Narkotik de çalışan, 15 yıl boyunca gençleri uyuşturucudan uzak tutmak için uğraş vermiştir. Bu kitabı da Mehmet isimli, aşırı dozdan hayatını kaybetmiş, bir bağımlının " Ne olur gençleri bu zehirden kurtarın." sözünü vasiyet kabul ederek yazmıştır.

Kitabın ilk bölümünde İsa Altun, bizlere uyuşturucunun tarihte kullanım yerini anlatıyor. Görüyoruz ki afyon gibi maddeler, ağrı kestiği için "sağlık" alanında kullanılmıştır. Fakat ciddi mana da toplumu etkileyen, insanı yoldan çıkartmaya başlamasını İran'da Hasan Sabbah tarafından kurulan Haşhaşiler ile birlikte olduğunu anlatıyor. Uyuşturucu ve kadınların olduğu sahte bir cennet kuran Sabbah, fedailerini bu şekilde denetliyor, istediğini yaptırıyordu ki bunun Selçuklu tarihinde en önemli sonucu Selçuklu Veziriazamı Nizamumülk'ün öldürülmesidir. Daha sonra ise Hindistan,'da uzakasya gibi bölgelere, siyasi amaçla, toplumların çökertilmesi için soğuk savaş silahı olarak da kullanıldığın ekliyor. Hatta itilaf devletleri gemilerle alkol ve uyuşturucu getirmişler, insanlarımız üzerinde zamanında Hindistan gibi kullanılmak istenmiştir. İstanbul'da eroin fabrikası kurulup "nezle ilacı" diye satılmış. YeşilAy'da Said Nursi, Hekim Mazhar Osman ve Şeyhülİslam İbrahim Efendi gibi önemli şahıslarca, bunlara karşı mücadele amacı ile kurulmuş(ki ben bunu bilmiyordum. Ne garip tarih. Kimse bize okullarda bunları anlatmıyor. Bence tarih derslerine muhakkak eklenmeli bu uyuşturucunun kullanımı hele ki kurtuluş savaşı dönemlerinde).

Görüyorsunuz ki "uyuşturucu" maddelerin (buna alkol de girmekte) siyasi amaçlarla bir toplumu çökertmek için nasıl kullanıldığını görüyoruz. Bu maddeler bu denli korkunç bir silaha dönüşebilmekte. Dahası toplumsal çökermeye sebebiyet vermektedir. Bundandır ki dünya, uyuşturucu ile savaşmaktadır. Tarihi gelişimi açısında kitabın bu ilk bölümü muazzam derecede özel ve güzel bir bölüm.


Kitabın ikinci bölümü ise "Kod Adı: Beyaz Ölüm" şeklinde. Bizlere, gençlerin uyuşturucu kullanmasına yönelik sosyolojik ve psikolojik bir bakış açısı sunmuş. Örneğin; kişinin aile yapısı, arkadaş topluluğu ve medya gibi birtakım etmenlerin de kişilerin madde kullanımına(buna muhakkak sigara dahil) önemli etkiler arasında olduğunu belirtmektedir. Aile yapısı bozuk olan ve kendine yer edinmek isteyen, özellikle ergen gençler,  gençlerimizin katıldıkları arkadaş toplulukları "madde bağımlısı" gibi özellikler taşıyorsa çocuğunuz da muhakkak ki o topluluğa girmek için madde kullanmaya başlayacak ve böylece uyuşturucu bağımlısı olacaktır. (Sigara muhakkak ki bu uyuşturucuların en masum görüneni ama madde kullanım etkisinin dışında onu bu maddeyi kullanmaya ve o arkadaş topluluğuna girme arzusuna neden olan etken daha önemli. Eğer çocuğunuz böyle bir şey yapmışsa bilin ki ailesi tarafından sevilmediğini, önemsenmediğini, takdir edilmediğini ve dışlandığını düşünüyordur. Sizden göremediği sevgi ve ilgiyi, yeni ailesi kabul ettiği arkadaş topluluğundan almaya çalışacaktır.)

Bölümün devamında uyuşturuculardan bazıları tanıtılmış ve bu uyuşturucuların FİZYOLOJİK BELİRTİLERİ, etkileri ve kullananların BELİRTİLERİ aileler için kılavuz niteliğinde bizlere sunulmuş.  Sonrasında ise 12-13 yaşlarında sigara ile başlayan madde kullanımının daha sonraki yaşlarda alkol kullanımına başlaması ile devam ettiğini, diğer maddelerinde arkasında gelebildiğini söylemiş.

Madde kullanan gençlerin psikolojik özellikleri de sıralanmış. Örneğin bazıları şunlar; kullandığı sıralarda aşırı neşelilik ve hareketlilik. otokontrol sisteminde zayıflık, sorumluluk alamamak, pişmanlık hissinin olmaması, cinsel sapmalar gibi.

Kullanıma devam ettikçe de şu belirtiler görünmeye başlanıyor: Yorgunluk, odaklanamama, unutkanlık, depresyon, bilinç bulanıklığı gibi çeşitli belirtiler var.

Yazarımız, ailelerin, çocuklarının ileride Sigara, Alkol ve diğer madde kullanımından uzak tutabilmesi için yapmaları gerekenleri de tek tek sıralıyor ki tüm aileleri bunları bir kenara yazıp, uygulamaya başlasalar iyi olacak. Özellikle maddelerin ne denli olumsuz, kötü ve zararlı olduğu konusunda bilinçlendirmeyi, öğrenme aşamalarına gelir gelmez başlayın.

Kitabın üçüncü bölümünde ise "Beyaz Tehlikenin Düşündürdükleri" denerek bizlere madde kullananların neler düşündüğünü, neler yaptığını ve nasıl bir ruh halinde olduklarını sunan hayat hikayeleri sunuyor. Böylece onların düşünce yapılarını az biraz da olsa anlayabiliyoruz.

Kitabın son bölümünde ise "Uyuşturucu Faciası" ismi ile madde bağımlılığında hayatlarını kaybetmiş insanların ve düştükleri durumların gazete küpürlerini görüyoruz. Elbette hepsi ölmüş değil. Uyuşturucudan organlarını kaybeden, hapse düşene kadar çeşitli hayat hikayeleri var.

Kitap hakkındaki genel görüşüm: Kitabı elime aldığımda bu denli insanı doyuran ve etkileyen bir kitap olacağına şans vermemiştim. Fakat ilk sayfalardan gördüm ki kitap bizlere madde dünyasının bir yüzünü göstermekte ve resmen bizi içine almakta. Ayrıca ,en önemlisi, en başta aileleri bilinçlendirme üzerine kurulmuş. Çünkü biliyoruz ki aileler bilinçlenmez ise çocukları konusunda artık çok geç olabilir.
 
Bu yüzden size tavsiyem, aileler bu kitabı okusunlar ve sonra da çocuklarına okutsunlar. Madde bağımlılığından çocuklarımızı korumak zorundayız!
 
 
Kitap önerisi: Şiddetle almanız gerektiğini söylüyorum! O denli yani!

Puan: 10/10

Kitap Fiyatı: 15 (Elimdeki kitap bizzat yazar tarafından babama verildi. Galiba kitap, eklemeler yapılıp yeniden basılmış. Bilginize. Yeni basımın ismi: Kod Adı Beyaz Ölüm)


 
Gazete Küpürlerinden Bazı Görüntüler