7 Ekim 2013 Pazartesi | By: YeniAy M.

Çalıkuşu

 
UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.

 

Ayakta kalacak kadar azimli ve güçlü olmak tamam da, sorunlar ile yüzleşmeden her defasında kaçarak  yeni bir hayata başlayarak mutluluğa kavuşacağına inanmak...?


Çok sevdiğin kitaplardan biridir. Reşat dedemizin en başarılı kitaplarının en üst sırasındadır. Okumadan ölmemeniz gerekir. :)

Çalıkuşu lakaplı kızımızın asıl adı Feride'dir. Feride son derece akıllı, azimli ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenip, durmayı da başaracak kadar güçlü bir kızdır. Bir de güzelliği dillerde bir hanım. Ama hayatı kendi kadar şatafatlı değil, maalesef. Babası Osmanlı ordusunda bir askerdir. Annesi küçükken ölür ve babası da göreve gitmek zorundadır. Kızın teyzeyi vardır ama erkek gibi olan Feride eğitim görmek zorundadır. Aileye de yük olsun istemez babası zaten. Bu yüzden de Fransız bir yatılı okula kayıt ettirir ve gider. Bir süre sonra ise babasının da savaşta şehit düştüğü haberi gelince küçük kızımız hem yetim hem öksüz kalacaktır. İşte tam da bu yüzden hayata sıkı sıkı sarılmak, eğitimini en iyi şekilde tamamlamak ve mezun olmak zorundadır. Feride, ağaçlara tırmanmayı sevdiği için çalıkuşu ismi ile anılır. Şen şakrak bir kızdır.

Tatil dönemlerinde teyzesinin evinde kalıyor ama Allah var, ne teyzesi ne eniştesi kızı ortaya koymuyor, kendi çocukları gibi davranıyor. He bir de Kamuran var(ismi farklı yazılıyor da bizim dilimiz ancak bu kadarına dönüyor. :D )... Kuzeni... Teyze oğlu.... bir de ismini şimdi hatırlayamadığım kız kuzeni daha...O kızı anmasak da olur aklımda bile kalmamış. Kamuran yakışıklı ve terbiyeli bir İstanbul beyefendisidir. Aynı zamanda da bir hekimdir.

Feride, içten içe kuzeni Kamuran'a aşk duyduğundan, hani sevdiğin insana bulaşırsın misali sürekli olarak bu oğlanla didişir, kavga eder. Ama aynı zamanda diğer insanlara göstermediği bir çekingenlikle de yaklaşır. Hani aşık olduğunuz insana çekilirsiniz de ama aynı zamanda (tek taraflı aşksa) kaçma isteğiniz doğar ya içinizden... he işte o mantık.... Neyse sonunda kızın aşkı ortaya çıkar ve bizim Kamuran da kıza karşı pek boş olmadığını göstererek evlenme teklif eder. Bizim Çalıkuşu da elbette seve seve kabul eder. Kamuran'ın 4 yıllık, evden uzakta, görevi sonrası evleneceklerdir. Dört yıl hızlıca geçer ve dönüşlerinde düğün hazırlıkları başlamıştır. Ama gelin görün ki evlenmesine günler kala bir kadın Feride'nin eline bir mektup tutuşturur ve "Kamuran başkasını seviyor." der. Bunun üzerine bu acıya dayanamayan Feride evi terk eder.

Eğitim aldığı için öğretmenlik yaparak hayatını geçindirebileceğini düşünen Feride, sonunda Bursa'ya öğretmen olarak atanır. Önceleri merkezde bir görev tayinidir bu ama okulun müdürü allem eder kullem eder kızı ilin köyüne gönderir ama köy de düzgün bir okul bile yoktur. Eh doğal olarak ne beklerken ne bulan kızımızın burada olmaktan nefret etse de zaman içinde her insan gibi, yaşadığı yere alışmaya başlar. Burada bir kızı evlatlık edinir. Ama bir gün gelen müfettişin "bu okulda ders işlenmesi mümkün değil!" deyip harap okulu mühürler, kızı da merkeze yollar. Burada da insanlar ve öğrenciler ile iyi ilişkiler kurmuştur. Öyle ki Şeyh Yusuf isimli biri bu kıza aşık olmuştur. Yakınlardır da ama adam hastalanıp ölür. Aşkını öğrenip, adam da ölünce herkesin içine çıkmaya utanan Feride buradan da ayrılır. Göçebe kızımızın Feride Çanakkale de öğretmenliğe başlar ve zengin ailelerin çocuklarına ders verir. Bir gün ise bu zengin ailelerden birinin oğlu Feride ile evlenmek ister. Bunun üzerine buradan da gitmek ister ve İzmir'e gider. Ha bire oradan oraya kaçan genç kızımız sonunda bir ailenin yanında kalıp, çocuklarına ders veriyordu ama ailenin oğlu kızı taciz eder. Bir de aşık olduğu oğlanın, Kamuranın, evlendiği haberini alınca iyice kötü hisseder.  Derken sonunda Kuşadasına gider. Tam her şey yoluna girmiş iken savaş başlar ve okulu hastaneye dönüştürülür.  Bu dönemde hasta bakıcılığını yaptığı İhsan Bey'in evlenme teklifini kabul eder. Amacı hem acıdığı adama karşı duyduğu şefkat hem de sevdiği adamı unutmadır ama İhsan beyin gözünden bu kaçmaz ve evlenmekten vazgeçtiğini söyler.

Ama savaş sonrası ölen evlatlığının acısı Ferideyi artık iyice yıkmıştır. Kızı gibi sevdiği Feride'yi yanına alan Hayrullah Bey, bir süre sonra çıkan kötü dedikoduları engellemek için Feride ile evlenir. Ama bu evlilik kağıt üzerindedir. Sonunda bu emiceyi de hastalıktan kaybederiz. Hayrullah bey, Feride'den son bir dilek diler. İstanbul'a git ve Kamuran ile konuş. Kamuran evlendiği eşini çoktan kaybetmiştir. Hayrullah Bey aracılığı ile Feride'nin günlüğü de eline geçer ve her şeyi öğrenir. Kamuran Çalıkuşunu çok seviyordur. İşin komik yanı ise her şeyin sonunda Feride'nin farkında bile olmadan sevdiği adam Kamuran ile evlenmesidir. Eh, benim her daim saçma bulduğum "vekil vekaletli" evlilik işi bu kitapta Feride'nin mutlu olması ve huzura kavuşması için işe yaramış duruyor. :)

Kitap hakkındaki genel görüşüm: Kitabın kurgusu güzel, anlatımı güzel. Dil her zaman ki gibi ;) Doyurucu ve insana dersler veren bir kitap. Benim bu kitaptan edindiğim en büyük ders "KAÇ KAÇ NEREYE KADAR?" oldu. :)

Kitap Okuma Önerisi: Almazsanız çok şey kaybedersiniz. Hazır dizisi de başladı. :D

Puan: 10/10


Kitap Fiyatı: 11

KARAKTERLER
 
 
"Çalıkuşu" Feride ve Kamuran :)
 
 
İnşallah, dizi kitaba en az %90 uyumlu giderler de Feride'nin göçebe hayatını ve oralarda yaşadıklarını iyi görürüz. Kitap Feride'nin gözünden anlatılıyor. Bundan dolayı Kamuran'ın yaşadıkları senarist kurgusu olacak. Yan konu olarak malum Tanzimatçı hareketler görüyoruz dizi de. İnşallah fazla değinmeden öyle geçer giderler. Yoksa yan konu ana konuyu zapt eder konumuna gelebilir. Sık yapılan bir hata!