14 Nisan 2014 Pazartesi | By: YeniAy M.

Tarihin Başladığı Ön-Türk Uygarlığı - Resmi Tarihin Çöküşü

UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.

 

RESMİ TARİH ÇÖKMÜŞTÜR 

 

Ön-Türk Uygarlığı ve Ön-Türkçe

 

Haluk Tarcan, Kazım Mirşan'ın çalışmalarından da yararlanarak bizlere, bilinmeyen-anlatılmak istenmeyen, üzeri örtülen gerçek tarihin verilerini sunarak resmi tarihin çöktüğünü ilan etmektedir. Delilleri sıralarken de DİL bilgisinden yararlanıp, onun üzerinden ilerlemekte. Ağırlık bu yönde... Bunun sebebi de tarihi belgeler, bildiğiniz üzere, DİL üzerinden YAZILARAK elde edilebilmektedir. Ayrıca bir millet-ulus olmak GENLER ile değil, DİL-KÜLTÜR ile olmaktadır. Bunlar olmaz ise istediğiniz kadar genetik olarak aynı olalım, bir millet-ulus olamayız. Bir olamayız.

Bilim insanlarının buldukları eski yazıtların bir kısmı yanlış tercüme edilirken, bir kısmı da tercüme edilememiş bilinmeyen ölü bir dil-ölü devlet olduğu söylenmiştir. İşin komik yanı, yazıtlardaki yazıyı tercüme etmeye çalışırlarken hiçbir şekilde "Türkçe" dilini baz alarak  tercüme etmemişler. Daha çok "Grekçe" üzerinden ilerlemişlerdir. Bunu kasıtlı yaptıklarına hiç şüphe yoktur.

Kitaptan bazı alıntılara bakalım:

- Antik-Grekçe, Sanskritçe, Latince okunmaya çalışılan bir sikke yakıştırma seviyesinin ötesine geçememiştir. Sikke'de bir baykuş resmi işlenmiştir ve hemen yanında A-O(ortasında nokta var)-E yazmaktadır... A=AT(egemen); O= ON[ong](başarı); E=UÇ(lider)= EGEMEN BAŞARI(lı) LİDER manasındadır. BUNLAR YAZI ÖNCESİ "TAMGA"DIR. Bizim harf olarak kabul ettiğimiz şeyler işin özünde kendi başına MANA ifade eden TAMGA/DAMGAdır.
- APOLLON: Bulunan tapınakta yazan yazı ÖGÜS ATIK ATAR OĞ'dur. Bu yazıyı KIMMER(Türkçe bilmediğinden ve de medeniyetin temelinde yunanlılar vb. olduğuna şartlandığından...) Grekçe okumaya uğraşmıştır ama işin özünde onu da başaramamış, yakıştırma ve eklemeler ile buna APOLLON demiştir. Sağdan sola yazılan Ön-Türkçe soldan sağa okunmuştur; Ög ve Üs damgaları tek bir harf halinde P; AT damgası O; IK damgası iki kere LL; AT damgasını N; ÜR(r) damgasını İ; OĞ damgasını da US diye okumuş ortaya POLLONIUS'un başına "A" harfi eklenmiştir ki yazıda böyle bir şey de yoktur. KIMMER kendi insiyatifini(!) kullanmıştır.(ÖGÜS=Tanrı elçisi; ATIK=Ad'lı; ATAR=adlandırılan, ifade; OĞ= kişi (ögüs diye adlandırılan kişi) manasındadır ve Ön-Türkçedir.
MİDAS: Alfabetik düzende MIDAI diye görünen yazı MİDAS şeklinde okunmuştur. Bu isimde bir kral olduğu düşünülmüştür. Fakat işin özünde bu yazı Ön-Türkçedir; EMİS EDİTİS diye okunur ve cümle içinde "BİZİM KRALIMIZ" manasındadır. M=EM; İ=İS; D=ED; A=(İ)T; İ=İS.  (İlk "i"nin ve ikinci ","nin S şeklinde okunması, polemiklere yol açtığından, sonradan bu sözcüğün MİDAS'IN ANNESİ olduğu da iddia edilmiştir. Sizin anlayacağınız kendileri bile doğru okuduğundan emin olamayıp, şüpheye düşmüşlerdir. Ama illa ki midas diyenler vardır ve bu kabul edilmiştir. Oysa bazı tarihçiler "midas" isminde bir kralın yaşamamış olduğunu savunmaktadır.)
-TROYA(TRUVA): Manfred Koremann'ın araştırmaları sonucunda şu ana dek varılan bilgiler arasında şunlar çok dikkat çekicidir; 1-Truva'nın şimdiye kadar sanıldığı gibi, Antik Yunan değil, Eski bir Anadolu uygarlığına aittir ve Truva savaşındaki öbekler/topluluklar arasında TURCİ(Türki)ler de varıdır. Buradaki Ateş Kültü(Truvalılar ölülerini yakar), bu eski Anadolu uygarlığının kökeninde kimlerin olabileceğini de göstermektedir.
- OQ Damgaları(Haç şekli): "Tanrı'ya erişmek için günahsız olmak" demektir. ÖTEKİ ANLAMLARI; Yönetim, savaşçı, oq/uma, tefsir anlamlarını taşıdığı gibi, kendilerine ON (sonra HUN olacaktır) diyen Ön-Türklerin öteki bölümü kendilerine OQ diye adlandırır(Anadolu Türkleri OQ'lardandır.) OQ damgası bugün halı ve kilimlerimizde mevcuttur. Dip kültür olarak hala yaşatmaktayız.
-ÖK Damgası(Yuvarlak işareti O): (B)-(K) Rab, gök, kral, simge, sınırlayıcı, kuvvetlendirici manasındadır. Yazıtlarda işlenmiş B harfine ve Keçi ayağına benzeyen ya da keçi resminin ayakları; benzeyen B ve K'de ÖK diye okunur(zaman içinde değişikliklere uğramışlardır.).
- OZ DAMGASI (Hilale benzeyen birbirine paralel iki çizginin göğe yükselişi. genelde keçi resmi ile birlikte verilir ve böylece hem keçinin ayakları ÖK okunurken, boynuzları da OZ diye okunur). Öbür dünyaya geçerek orada teşekkül etme oluşumum, evrilme... manasındadır. Tanrı'ya ozlaşmak/evrilmek/kavuşmak manasını verir... Saz şairlerimiz kendilerine OZ/AN demektedir.
-Beycesultanda Ön-Türk Yazıtları: Hasan Kale lisans tezinde "Anadolu Dip Kültüründe Beycesultan" isminde, Ön-Türk Kültürünün yerini bir kez daha açığa çıkaran, hiçbir tereddüte yer vermeyecek olan bir yazıt keşfetmiştir(bu arada anadolunun bir çok tarihi yerlerinde Ön-Türkçe okunan yazıtlar keşfedilmiştir. Bu yazıtlar"Taştaki Türkler" ismiylede belgesele çekilmiştir. Asya'dan Anadoluya kadar aynı tamgaları görmekteyiz.) Bu yazıt toprak bir kap üzerindedir ve bronz çağa aittir(3200/3000). 4.bin de Ön-Türk yazı, dil ve kültürü ve dolayısıyla Ön-Türk sanatı mevcuttur Anadoluda.(Zaten bugün bir çok araştırmacı bilim insanları Türklerin yaşam tarihiye çıkış sahnesinin batının iddia ettiğinin çok aksi, daha geri zamanlarda olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca Anadoluda bulunan binlerce yıllık Türk izleri de mevcuttur. Elbette hala görmezden, bilinmezden gelinmezden geliniyor.) Yazıtta ilk dikkat çekici tamga GAMALI HAÇ olarak bilinen UÇ(ÖG olarak da okunan ve aynı manaya gelen) damgadır. UÇ, aynen anladığınız manaya geliyor.

Kitap hakkındaki genel görüşüm: İnsanın ufkunu açıp, sorgulamaya iten bir kitap. Bazı damgaları ve manalarını öğrenince ilk gördüğünüz eski bir yazıtı Ön-Türkçe olarak çevirmeye çalışıyor ya da "Aaa işte burada da bizim yazı var!" diyorsunuz. Kıbrıs bölümünü okumadan önce oraya gittiğim için orada gördüğüm eski yazıtlardaki tamgaları tanıma imkanım olmadı. İlk fırsatta, bir daha gidersem, göz atacağım, inşallah. Ama dur ya çekmiştim galiba resmini. :) Neyse. Kitap ağır bir dille yazılı. Bunun sebebide akademik kaynak kitap seviyesinde olduğu için. Bu yüzden, dil bilimci değilseniz ya da yatkın değilseniz, ben gibi kafanızın basması için kendinizi biraz zorlayabilirsiniz. (sözelciyim de ben ama neyse :) ) Türk tarihine ilgiliyseniz, bu nispeten eski ama konuşulmaya-tartışılmaya başlandığında yeni olarak algılanacak bulguları okumanız en iyisi.

Kitap Okuma Önerisi:  Muhakkak alını, okunmalı.

Puan: 10/10

Kitap Fiyatı: Aslında çok zaman geçti hatırlamıyorum. En az 20, en fazla 30 lira olsa gerek. Zaten kitap satışta değil. Belki küçük kitapevlerinde bulursunuz; ben oradan buldum. Nokta atışı gibi oldu. Piyasada olduğunu bilmezdim.

Aslında bulabilirseniz Kazım Mirşan'ın kitaplarını almanız gerek ki onlarda bu kitap gibi satışta değil. Ancak yazarlarla doğrudan iletişim kurarak ulaşabilirsiniz. Haluk Tarcan'ın Facebook hesabı var;  Kazım Mirşan'ın kitaplarına ulaşmak için ise doğrudan telefon açmanız lazım kendisine. En son Bodrum'da yaşıyordu.

 Kendinizi bu bilgilerden mahrum bırakmayın. Atın üzerinize dökülen "ölü" toprağını ve bilincine varın; "siz bir hiç değilsiniz!"