2 Kasım 2018 Cuma | By: YeniAy M.

Ruhlar Üçlemesi "Cadıların Keşfi'



KÜNYE
Yazar  Deborah Harkness
Yayıncı: Pegasus Yayınları
Sayfa672
Baskı Yılı: 2014
TANITIM BÜLTENİ
Olağanüstü güçlere sahip bir cadı, imkânsızlıklara direnen yasak bir aşk ve her şeyi başlatan gizemli bir elyazması.

Oxford'un Bodleian Kütüphanesi'ndeki kitap raflarının arasında araştırma yapan genç akademisyen Diana Bishop, tesadüfen simyacılıkla ilgili eski bir elyazması bulur. Köklü ve seçkin bir cadı ailesinden gelen Diana'nın yaptığı bu keşif yeraltında doğaüstü bir karışıklığa sebep olarak iblis, cadı ve vampirlerin kısa sürede kütüphaneye doluşmasına yol açar. Diana, yüzyıllardır aranan bir hazine keşfetmiştir ve her şeyi yoluna koyabilecek tek kişi de yine kendisidir. Bu zorlu mücadelede en büyük destekçisi ise onu hiç yalnız bırakmayan, her türlü fedakârlığı göze alıp kendi soyunun karşısında duran meslektaşı, vampir Matthew olacaktır.


Ruhlar Serisini, "Cadıların Keşfi" ismiyle yayınlanmaya başlayan dizisi ile tanıdım. İlk başta romanı alıp almama konusunda ciddi kuşkularım olduğunu belirtmem gerekir çünkü yorumlar (olumlu-olumsuz) başa baş gidiyordu. Genelde de yorumlara bakarak kitap almamaya özen göstersem de bu sefer, beni kararsızlığa itti. Sebep olarak roman için "romantik" ağırlıkta denmiş olması. Oysa ben cadılar vb. şeylerin olduğu fantastik ağırlıkta bir kitap okumak istiyordum ve dahası 50-60 kiralık bir kitap olduğu göz önüne alındığında insanı birkaç kez düşünmeye itiyor bu durum. Yine de diziyi izlemeye devam ederken dayanamadım ve 2. el olarak sipariş ettim(mümkün değil veremem o fiyatı.) ve okudum.

Ben gibi yorumları okuyanlar için şunu söylemem gerekir ki iki şekilde yorum yapanlar da haklı. Romanın ilk kitabı(muhtemelen de diğer iki kitabı da) iki karakter arasındaki romantizm ağırlığında ilerliyor ama bu, fantastik hiçbir şey yok demek değil ama öyle aşırı bir hareket yok. Diğer yandan buna rağmen gayet akıcı ve sıkılmadan okuyacağınız bir üslup ile yazılmış, şahsen bilgisayar dahi açmadan romanı bitirmeye odaklı bir iki gün geçirdim. Sayfa sayısı göz önüne alındığında da gayet doyurucu bir roman sizi bekliyor.

Romanın kurgusunu başarılı buldum, bilimsel-tarihsel temelli bir çok sohbet, bilgi ile harmanlanması... yani ayrıntılar da güzel işlendiği için zengin içerikli olduğunu düşündüğüm bir roman var karşımızda. Genel olarak çok beğendim ve ikincisinin de siparişini vereceğim inşallah. Yine de alıp almama konusunda kararsız iseniz eğer bu durumun tamamen sizin beklentileriniz ile ilgili olduğunu unutmayın. Eğer etrafta büyülerin, vampir saldırılarının vs. uçuştuğu fantastik macera kitabı arıyorsanız büyük ihtimal ile bu kitap size göre değil ama romantizm, tarih, bilim ve fantastikle harmanlanmış bir roman arıyorsanız kesinlikle size göre. Yalnız bazı uygunsuz olduğunu düşündüğüm noktalar yüzünden +18 bir seri olduğunu söyleyebilirim, hayır cinsellik değil. Bulamazsınız bu kitapta, diğerlerini bilmem elbet.

Söylemem gerekir ki Diana'nın teyzelerinin evine bayıldım. Evde cadı ruhları yaşıyor ve kendi kendine kararlar veriyor. :D

Yukarıda söylediğim gibi tarihsel bilgilerin de olduğu bir roman, karşımızda 1500 yaşında bir vampir olunca bu kaçınılmaz oluyor elbette ve ben de tarihe ilgili bir kişi olarak tarihsel bazı konulara ciddi bir muhalefet damarım kabardı okurken. Misal çiçek aşısını bilmem kimin bulduğu ile ilgili bir yorum yapılmış, elbette batılı birinin ismi söz konusu ama Lale Devri döneminde zaten Türkler, çiçek aşısını keşfetmiş ve uygulamaya koymuştu. Hatta buna kaynak olarak İngiliz bir sefirin karısının (oldukça da ünlü biridir)  yazdıklarını gösterebiliyoruz. Kendi çocuğuna da yaptırmıştır ve bunu, İngiltere'ye götürmeye niyetlendiğini belirtmiştir. Diğer yandan Harvey'in kalp damar sistemini keşfettiği yazmış ama biz biliyoruz ki 1100'lerden kalma illustrasyonlar(ve 1400'lerden) mevcut ve orada kas, sinir ve kalp-damar sistemine kadar (hatta hamile bir kadının atardamar sistemine kadar) keşifler, çizimler mevcuttur. Kısacası batıdan çok önce Müslüman bilim insanları insan anatomisini çözmüş, bunu resmetmiş ve çalışmalar yapmıştır. Hatta göz anatomisi, nasıl gördüğümüze dair çalışmalar da buna dahildir ve elbette fazlası. Bunun için Fuat Sezgin'in TANINMAYAN BÜYÜK ÇAĞ kitabını okumanızı tavsiye ederim. Batılılar kendilerinden başka herkesi barbar görürken üstüne bütün keşifleri de kendilerinin yaptığına inanıyorlar, yazarımız da bu kafada... Gerçi onlara kızmamak gerek, biz kendi ecdadımıza sahip çıkmaz ise bizden çalarlar ve kendileri yapmış gibi kakalarlar.

Diğer muhalefet ettiğim bilgi ise romanda bolca göreceğimiz Lazarus Şövalyeleri'nin "kendini koruyamayanları koruruz. Kudüs'te (ve birkaç yer daha sayarak) bunu yaptık." demeleri... Bu tarikat Haçlı dönemlerinde kurulmuş bir tarikattır. Hayır, bir de yeni Haçlı Dönemi kitabı okudum, kimi kimden kurtarmış bu arkadaşlar, merak ettim. Haçlı savaşları başladığı andan itibaren Yahudiler, Hristiyanlar, Müslümanlara kadar önüne geleni öldürmüş, yağma edip, çalıp çırpmış insanların bilhassa Kudüs'te Müslüman ve Yahudilere soykırım yapmış bu insan görünümlü yaratıkların, kimi kimden kurtardığını merak ettim, yazarımız bize bu konuda bilgi verirse seviniriz. Romandır, çok tepki vermeye gerek yok diyen olabilir ama özür dilerim de Nazileri romanda "iyilik meleği" gibi göstermeye benziyor bu, katledilen onca masuma hakaret, haksızlık, adaletsizlik olmaz mı? Doğu Hristiyanlarına bile zulüm ettikleri düşünürsek yalanın dik alasını romanda kurgu adı altında bize satmasın. :)

İkinci kitap, 1500'lerde geçiyor; bakalım muhtemelen başka şeylere de muhalefet edeceğim. :D


 
                                                         (İnternet sitelerinde net fiyatı farklılık gösterebilir.)