bilim kurgu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilim kurgu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Ocak 2024 Pazartesi | By: YeniAy M.

Açlık Oyunları "Kuşların ve Yılanların Şarkısı"

 



KÜNYE

Yazar: Suzanne Collins

Yayınevi: Dex Kitap

Yayın Yılı: 2020

Sayfa Sayısı: 646

TANITIM BÜLTENİNDEN

Onuncu Açlık Oyunları’nı başlatacak hasat gününün sabahı. Başkent’te, on sekiz yaşındaki Coriolanus Snow akıl hocası olarak katılacağı Oyunlar’a hazırlanıyor. Başarılı olmak istiyor ve bunun için tek bir şansı var. Bir zamanların görkemli Snow ailesi zor zamanlardan geçiyor ve ailenin kaderi, Coriolanus’un cazibesiyle, zekâsıyla, hamleleriyle diğer akıl hocalarını gölgede bırakıp haracını Oyunlar’ın galibi yapmasına bağlı.




Aslında başka bir kitap okuyordum ama bir anda buna geçtim. 😜 Yıllardır okumayı beklediğim bir #roman bu. #HungerGames serisine hepiniz aşinasınızdır, bu kitap Başkan Snow’un gençlik döneminde Açlık Oyunlarının 10. yılında geçiyor ve başrol elbette Snow’un kendisi. #Spoiler Snow ailesi savaş öncesi köklü ve zengin bir aile iken sonrasında fakirleşmiştir ve genç Snow ve ailesi bunu gizlemek için elinden geleni yapar. Daha lisede Başkan olmayı hedefine koyan Snow; son sınıfa geldiğinde 10. Açlık Oyunlarında yeni bir uygulama ile haraçlara atanan Akıl Hocalarından biri olunca bildiğimiz Oyunların geleceği de şekillenmeye başlar. İroniktir ki Snow’un haracı 12. Mıntıkadan Lucy isminde müzisyen bir kızdır ve zamanla bu kıza karşı romantik hisler de besleyecektir. Oyunların ilk halleri gladyatör dövüşlerini anımsatır cinstendir, Snow’un deneyimledikleriyle ileride oyunları daha insani hale getirdiğini söyleyebiliriz (ne kadar insani olabilirse artık!)

Snow’un daha vicdanlı ve insani olduğu bir dönemi okuyoruz ama içten içe gelecekteki Snow’un orada olduğunu gösteren düşünceleri görebiliyorsunuz. Bol bol Alaycı Kuş/ Katniss göndermeleri de var ki ana seride gördüğümüz bazı olay/hikayelerin köklerini de bu kitapta göreceksiniz. Yazar burada da bir ironi yapmış, ünlü idam edilen adam şarkısı, temelde Snow ve Lucy'nin şarkısıymış... tabi Snow azıcık bunu (bana göre biraz zorlama şekilde) kendilerine yorumladı. Tigris gibi karakterlerin kökenlerini de okuyacaksınız, Gül takıntısının da kökenleri burada… Kısacası okuyun bence, filmi de geldi geçti. 😉

Genel olarak başarılı, güzel bir kitap. Tabi zayıf olduğunu düşündüğüm kısımlar da var ve göze batan dil bilgisi hataları da.. Devamının yazılmasını isterim, Snow’un Başkan olma süreci de ilgi çekici olsa gerek. Kötü bir adamın doğuşu da kahramanların doğuşu kadar ilgi çekici bir hikayedir.






8 Aralık 2018 Cumartesi | By: YeniAy M.

1984


 

KÜNYE
Yazar   George Orwell
Yayıncı: CanYayınları
Sayfa352
Baskı Yılı: 2000
TANITIM BÜLTENİ

İngiliz yazar George Orwell’in 1949 yılında yayımlanan ve kısa sürede kült mertebesine erişmiş eseri 1984, 1949 yılında yayımlanmıştır. Distopya türünde bir roman olan 1984, “Büyük Birader”, “Düşünce Polisi”, “101 Numaralı Oda”, “2+2=5” gibi çeşitli terminolojileri ve kavramları günümüz lugâtına dahil etmiştir. George Orwell kitapları arasında en çok bilinen eserdir.
Romanın adı “Avrupa’daki Son Adam” ismiyle yayımlanmak istenmiştir fakat Orwell’ın yayıncısı başarılı bir pazarlama stratejisiyle kitabın adını Bin Dokuz Yüz Seksen Dört olarak değiştirmiştir.
Roman, II. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan totaliter rejimlere ağır bir eleştiri niteliğindedir ve romandaki alegoriler ve semboller bu totaliter devletleri işaret etmektedir.
George Orwell 1984 kitap özeti kısaca belirtilmek gerekirse romanın dünyası üç ayrı rejimle yönetilmektedir: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya... Sovyetler Birliği’ni andıran Okyanusya, düşünmeden itaat eden ve Büyük Birader adında birine bağlılıkları olan halkın yaşadığı devlettir. Toplumdaki tüm insanların hareketleri, düşünceleri ve davranışları izlenmektedir. Bir yeraltı örgütü olan muhalif özellikteki Kardeşlik ve bu örgütün lideri Goldstein, bu toplumun düşmanı olarak görülür. Romanın baş karakteri Winston’ın çeşitli olaylara dahil olmasıyla roman, okuyucuların akıllarında birtakım soru işareti bırakacaktır: Büyük Birader ve Goldstein gerçekten yaşıyorlar mıdır?
Can Yayınları’yla özdeşleşmiş kitaplardan biri olan 1984, Utku Lomlu’nun minimalist kapak çalışmasıyla günden güne artan bir okuyucu kitlesi edinmektedir. Eserin tercümesinde Hayvan Çifliği’nde olduğu gibi yine Celal Üster yer almaktadır.
Eser, her ne kadar Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya adlı eseri ile birlikte distopik roman alanında en iyi bilinen kitaplar olsa da distopya türünün yaratıcısı Rus yazar Yevgeni Zamyatin’dir ve yazarın kitabı “Biz” (1920); 1984’ün, Cesur Yeni Dünya’nın ve Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler adlı eserinin ilham kaynağıdır.

  George Orwell'in kült romanı 1984'ü duymayan bir kitap kurdu yoktur sanırım? Okumadı ise okumasını da tavsiye ederim, zira "kültler" arasında olmasının bir sebebi var.

George Orwell, eleştirel kalemini ağırlıkta "sosyalizm" üzerine indirmiş gibi görünse de onun yegane eleştirisi sosyalizm üzerinde değil, daha çok "düzen" üzerine ama bunu yaparken kendi döneminde ön plana çıkıp, tabiri caiz ise esip kavuran vitrin görüntüsü sosyalizm olduğu için ana temayı bunun üzerine yaptığını düşünüyorum. Elbette ki Hayvanlar Çiftliği kitabının sosyalizm eleştiri olduğunu bilmeyen yoktur ama bu kitabın teması İngiliz Sosyalizm'in demir yumruğu üzerine kurulmuş olmasına rağmen eleştirilen şey sosyalizmden çok daha fazlası.

Şahsen, okurken ilk defa bir romanda cümlelerin altını çizdim. Genelde sadece tarih gibi roman dışı kitaplarda önemli kısımları çizme gereği duyarım ama 1984 benim için bir ilk oldu ve bu, boşa değil. Gerçekten de çok dikkat çekici noktalara değiniyor ve görmesini bilirseniz bugün dahi dünya devletlerinde temelde eleştirilen şeylerin devamlılığını daha gizli-saklı, daha az göze batar şekilde görmeniz mümkün. Elbette ki kitapta olan olaylar, yapılanlar çok daha mübalağalı anlatıldığı için gözüme giriyor.

Güzel bir düzen eleştirisi olmasıyla beraber kitabın çok kasvetli bir havası olduğunu da söylemem gerekir. En azından benim için. Şahsen kitap boyunca "ben böyle bir hayat süremem, ölürüm daha iyi." deyip durdum ama gelin görün ki devlet, kolay kolay öldüren tipler de değiller, süründürmeyi tercih ediyorlar; kitap sonlarında göreceksiniz. Kısaca bir kerede birden fazla bölüm yerine bir iki bölüm okuyup, ara vermenizi tavsiye ederim. :D

Üstadımızı tebrik ederiz, kitabın sonu hiç de umduğum gibi bitmiyor ama kabul etmem gerekir ki zaten kitabın konusu ve gidişatına uygun bir son olmuş, kafamdaki sonu beklemem en başta hataydı. :)

(İnternet sitelerinde net fiyatı farklılık gösterebilir.)
24 Eylül 2018 Pazartesi | By: YeniAy M.

Endgame "Çağrı"



KÜNYE
Yazar James Frey, Nils Johnson Shelton
Yayıncı: Pena Yayınları
Sayfa552
Baskı Yılı: 2014
TANITIM BÜLTENİ

Dünya. Şimdi. Bugün. Yarın. Endgame gerçek ve endgame başladı. Gelecek belirsiz. Her şey olacağına varacak.

On iki Oyuncu. Bedenen gençler ama kadim bir geçmişten geliyorlar. Binlerce yıl önce yaratıldılar ve seçildiler. O günden beri hazırlanıyorlar. Doğaüstü değiller. Ne uçabilir ne de kurşunu altına çevirebilirler. Ölüm geldiğinde onların da yapacak bir şeyleri yok. Onlar için de, hepimiz için de. Onlar Dünya'nın mirasçıları ve Büyük Kurtuluş Bulmacası'nı çözmeliler. Biri yapmalı yoksa hepimiz yok oluruz.

Kitabı oku. İpuçlarını bul. Bulmacayı çöz. Kazanan sadece bir kişi olacak. Endgame gerçek. Endgame başladı. .

On iki bin yıl önce geldiler. İnsanlığı yaratıp kurallar koydular. Altına ihtiyaçları vardı ve onlar için ilk medeniyetleri inşa ettiler. İstedikleri şeyi aldıklarında gittiler. Fakat gitmeden önce, bir gün tekrar geri geleceklerini, o gün bir oyun oynanacağını söylediler. Bu oyun geleceğimizi belirleyecekti. Bu Endgame.

On binlerce yıl soylar gizli kaldı. İnsanlığın ilk on iki soyu. Her soyun hazırlanması gereken bir oyuncusu var. Kuşaktan kuşağa eğitildiler. Silah, diller, tarih, taktik, kılık değiştirme, suikast üzerinde uzmanlaştılar. Oyuncular birlikteyken her şeydi: güçlü, nazik, acımasız, sadık, zeki, aptal, çirkin, arzulu, adi, dönek, güzel, hesapçı, tembel, hayat dolu, zayıf. İyi ve kötüler. Hepimiz gibi. Bu Endgame.

Oyun başladığında oyuncular üç anahtarı bulmalı. Bu anahtarlar dünyanın bir yerinde saklı. Anahtarı ilk bulan oyunu kazanır. Endgame: Çağrı birinci anahtarla ilgili. Çağrı aynı zamanda bir bulmaca. Bulmacayı ilk çözen 500.000 $ değerinde altınla ödüllendirilecek.

Oyna. Hayatta kal. Bulmacayı çöz. Tüm dünya. Endgame başladı. .

Kitabın çıkışını hatırlıyorum, kitap sipariş ettiğimde reklam olsun diye böyle kitapçıklar falan basıp göndermişlerdi. İlk seferde ilgimi çekmiş olsalar da (bilhassa para ödülü) sonra ilgimi kaybettiğim için unuttum gitti. Sizin anlayacağınız baya bir tanıtım falan yapılmıştı. Ben de ancak kitaplar 10 liraya düşünce aldım, ilk ikisini maalesef, 3. kitabı da gözlüyorum bakalım.

Sonda söyleyeceğim şeyi başta söyleyeyim ama bu seriye karşı ilginizi kaybetmesine neden olsun diye değil; genelde aşırı tanıtımı yapılan kitaplardan az biraz şüphelenmek gerekiyor çünkü yaratılan beklentiyi karşılamıyorlar. Bu yüzden sağda solda böyle çok pohpohlanan kitaplar görürseniz (Pi serisi gibi) hemen atlamayın, tecrübe konuşuyor. ☺️

Haliyle Endgame için de aynı şey geçerli, konu fikir olarak fena değil, doyurucu bir kitap olduğunu düşünüyorum ama öyle ahım şahım bir yanı olduğu kanaatinde de değilim. Hatta tecrübeli iki kişiden daha heyecan verici bir kurgu beklerdim, heyecan falan yaratmadı hiç, tek düzel geldi bana. Aksi halde kısa sürede bitirirdim ama bazen bir ya da iki gün okumadığım zamanlar bile oldu, bu yüzden 2. kitabı okumadan önce araya başka kitaplar alacağım, bilesiniz. Yani 2. kitap yorumu için beklemeniz gerekiyor.

İpucu ve bulmaca fikri seriyi diğer emsallerinden ayıran bir artı, sayısal yönü güçlü olanlar çözebilir(gerçi çoktan süresi bitti ve duyduğuma göre biri çözmüş bile.).

Bundan sonrası biraz spoiler içerir.

Seride 12 kadim soyu temsil eden 13 ila 19 yaş arası çocuklar var. Bunların işi Endgame'i bitirmek ve tek olarak hayatta kalmak, üç anahtarı da bulmaları gerekiyor. Bu şekilde Dünya kıyameti yaşarken bu kişi ve onun temsil ettiği soy da hayatta kalan insan soyu arasına girecek ama kalan herkes ölecek. Buna karar verenler kim? "Tanrılar", "Gök İnsanlar" vs. denen uzaylı bir ırk. İşte sözde insan ırkını köle olarak yaratmış ve bildikleri her şeyi öğretmişler vs. vs. vs. Şimdi insanlığı köle olarak kullanmış uzaylı ırk, her ne hikmet ise insan olmanın değerlerini yitirdiği için kıyamete mahkum edilmiş(kölelik de çok insanı bir şey zaten.). Gerçi bu oyunun altından ben daha farklı bir şey bekliyorum, yani sanıldığı gibi öldür ve hayatta kal ve kurtul meselesinden ziyade insanlara "insanlığı" hatırlatma güdüsü de amaçlanıyor olabilir, en azından ben olsam böyle yapardım.

İlk kitap Türkiye'de başlıyor Girit soyunun temsilcisi ile ve sonra diğerlerine geçiyoruz. Arkasından sonlara doğru yeniden Türkiye'de Göbekli Tepe'de görüyoruz bir çoğunu ve kitap İngiltere'de sona eriyor. Seride Mu, Giritli, Moğolların Donku mu nedir öyle bir soyu temsil eden bir çocuk, Mu, Amerikan yerlisini, Hintlileri, Keltleri, Sümerleri hatta Aksum krallığını temsil eden var ama ne hikmet ise en az 5 bin yıllık en eski soyların başında gelen Türk yok. Girit'i temsil eden de neden İstanbul'da yaşıyor ise onu anlamadım, diğer herkes kendi ülkesindeydi. Şahsen akıllarınca mesaj veriyordu bence, çok mu paranoyak oldum? :) Yani bu ayrıntılara da az uyuz olmadım, ondan baya gıcık bile kaptım.

Şahsen kitapta gereksiz mi gereksiz, fazlalık mı fazlalık bir karakter de var; Christoper denen bebe. Yani kitap boyunca bir faydasını görmeyi, kurgu gidişatını değiştirecek bir şey yapmasını bekledim ama kitap sonunda kendini öldürtmekten başka bir işe yaramadı, hem de en ummadığı kişinin elinden. Bana göre yazarlar onu ekleyerek ciddi bir hata yapmışlar, yük olmuş; sıkıcı ve gereksizdi sahneleri. Hiçbir şey katmadı bize. Sevgilisi Sarah'ın kitap sonrasında ciddi bir karakter değişimi geçirmesi için var olması gerekiyordu ise bilemem ama öyle bir şey olacak ise kız için, bence daha farklı bir şekilde de yapabilirlerdi, bu kadar kambur olmasına gerek yoktu bebenin. Neyse yorum sonuna geldik. Genel olarak "fena değil, idare eder." diyeceğim bir kitap oldu. Okumadığınız için bir şey kaybetmezsiniz.


(İnternet sitelerinde net fiyatı farklılık gösterebilir.)


10 Ağustos 2018 Cuma | By: YeniAy M.

Aplikasyon


KÜNYE
Yazar  Lauren Miller
Yayıncı: Pegasus Yayınları
Sayfa408
Baskı Yılı: 2016
TANITIM BÜLTENİ
Ya kiminle arkadaşlık edeceğini, hangi şarkıyı dinleyeceğini, kahveni nasıl içmen gerektiğini, kısacası nasıl bir hayat süreceğini söyleyen ve mutluluk garantili bir aplikasyon olsaydı? 

Ya Özgürlüğün Bedelini Ödemek Zorunda Olmasaydın? 
Apple ve Google'ın kullandığı tüm uygulamalar Gnosis adlı şirketin kontrolündedir ve şirket herkesin hayatını değiştiren bir teknolojik gelişmeye imza atmıştır: Lux; kişilere en iyi sonuçları sağlayacak kararları almaları için tasarlanmış bir aplikasyon.

Herkes gibi Rory Vaughn da mutlu, sağlıklı bir hayat sürmenin Lux'ın önerilerine uymaktan geçtiğini bilir. Elit öğrencilerin okuduğu Theden Akademisi'ne kabul edilinceyse mutluluğu garantilendiğini düşünür ancak hayaller okulunun parlak görüntüsünün altında yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. 

Bir gün Lux kullanmayan, yakışıklı North'la tanışan Rory, genç adamın farklı yaşantısından etkilenir ve kısa süre sonra Lux'ın tavsiyelerine uymamaya, onun yerine kulak vermemesi öğretilen iç sesi dinlemeye başlar. Bu kararı onu tüm dünyadan saklanan bir gerçeğe sürükleyecektir…

"Açığa çıkmayı bekleyen sırlar, macera ve romantik bir aşkla okuru kendine bağlayan Aplikasyon aynı zamanda pek çok tartışmaya konu olacak nitelikte." 
-School Library Journal-

"Miller güçlü karakterler ile aksiyon dolu bir macerayı bir araya getirmeyi başarmış. Okuyucular aşk hikâyesine kendilerini kaptıracak." 
-Booklist-

"Yakın gelecekte geçen ve okurları derinden etkileyecek bir hikâye. Yaratıcı şekilde kurgulanmış Aplikasyon her yaştan okuyucuyu kendine hayran bırakacak."
-Publishers Weekly-

"Şimdiye dek okuduğum en iyi roman." 
-Lauren Barnholdt-

"Dikkat çeken karakterler ve merak uyandıran teknolojik yeniliklerin öne çıktığı, tartışma yaratacak bir roman."
-Kirkus Reviews-

"Soluksuz okunan kurgusu, bağımlılık yapıcı dünyası ve karakterleriyle elinizden bırakamayacağınız bir kitap."
-RT Book Reviews-

"Bilgisayarlara yapışık yaşayan gençlerin güneşi yeniden görmek için verdikleri mücadeleyi anlatan, harika bir kitap." 
-Nerdist-

Roman, günümüz insanının akıllı telefon ve uygulamalarına olan saplantısını güzel bir yolla eleştirel bir şekilde bize anlatmış. Tanıtımdan da göreceğiniz üzere LUX isminde bir telefon uygulaması, insan için en doğru kararları verdiği iddiası ile yıllardır insanların aldığı kararları elinden almış vaziyette. Yani insanlar özgürlüğünü, iradesini bile isteye bu aplikasyona vererek, artık karar almaz hale gelen mankurtlara dönüşmüşler ve bunun farkında dahi değiller. Çünkü kendi akıl ve hislerinden ziyade insan elinden çıkma bu yapay zekanın aldığı kararların daha akıllıca olduğunu, mutluluk getirdiğini, tehlikelerden koruduğuna inanmış; hayatlarını bu şekilde güzel yaşadıklarını düşünseler de aslında bir hayat yaşamıyorlar; ilham, olmak istedikleri kişiler olmaktan çıkıyorlar. Beca isimli karakterimiz size bunu gösterecek.

Elbette yazarımız, insanların ileride düşme ihtimali olan bu saplantı ve bağımlılığı(nispeten günümüzde de zaten böyle bağımlılıklar var; sosyal medya bağımlılığı gibi.) güzelce dokundurarak anlatırken işin bir de kurgu olan(belki de o kadar kurgu olmayan?) kısmı var; gizli örgütler, ilahçılık oynayan insanlar... Bizim Rory geçmişindeki gizemi çözerken bu güçlerle de yüzleşmek zorunda kalacak.

Kitapta 2. Snape vakası olan bir karakterimiz bile var, aslında aklıma gelmişti, olma ihtimali var demiştim ama yine de şu bu arasında kalmıştım. Dil akıcı, 24 saat içerisinde bitirebildim. Kurgu sürükleyici, sıkıldığım bir nokta olmadı. Sırf okunsun diye yazılmış bir kitap olmadığını göreceksiniz, varoluşsal düşüncelere sizi sürükleyecektir diye düşünüyorum. Bunu dedim diye ağır bir dil olduğunu düşünmeyin, öyle felsefenin dibini bulmayacaksınız, her yaştan insanın ders alabileceği seviyede tutulmuş diyebilirim.

Kitabın liste fiyatı 40 lira, açıkçası çok fazla!!!! D&R'da 28 liraya satıyorlar internette ama kitapyurdu.com'da 24 lira. Ben bunu listeme eklediğimde fiyat olarak daha düşüktü diye hatırlıyorum, bu yüzden yeniden baktığımda şaşırdım. Kitabı, kitap dostum, yazar Meryem Seyda Parlak hediye gönderdi, kendisine buradan yeniden teşekkür ederim. Kendisiyle 2015 yılından beri süren bir arkadaşlığımız, kitap/mektup göndermeli muhabbetimiz var. :)