16 Ekim 2013 Çarşamba | By: YeniAy M.

Büyükelçi

 
 UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.
 

İslam terbiyesi ile yoğrulup, insan nedir olmayı öğrenmiş Müslümanlar, bu kitapta bir kez daha göstermiş oldu ki Yahudilere yaptığımız yardım İspanya ile sınırlı kalmamış, sonraki yüzyıllarda da devam etmiştir. Gerçi Allah'ın rızasını ve takdirini kazanmak dışında gayemiz yoktur ama günümüzde yapılan hainlik insana "bir daha asla!" dedirtmiyor mu? :(

 
 
Atatürk'ün silah arkadaşlarından olan, Kurtuluş Savaşı gazisi Behiç Erkin, günümüz Türk Demir Yollarının da babası sayılır. Ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı'nın fikir babasıdır da.

Behiç Erkin kurtuluş savaşı sonrasında ki yıllarda 2.dünya savaşı sırasında Fransa Büyükelçisi olarak atanır. Atanır ama dünya savaşı başlamış, Fransa Nazi Almanyası tarafından işgal edilmiştir. Şimdi ki Vichy hükümeti de Naziler ile işbirlikçi konumundadır. Hatta Yahudiler konusunda kral'dan daha kralcı davrandıklarını görebilirsiniz. Ne diyelim, Naziler Fransızların içindeki Yahudi düşmanlığını serbest bırakmış. Aslında yüzlerce yıldır Avrupa'nın içinde bulunduğu bir hastalıktır. Gerçi günümüzdeki İsrail'in yaptığı şeyler Yahudilere karşı bir sempatiyi de tamamen yok etmiş durumda. Bir çok düşman edindiler. Hatta açıkça yazayım, bin yıldan fazladır yardımlarını ve korumasını esirgememiş Müslümanların dostluğu kaybedip, düşmanlığını kazandılar. Bir daha yardıma muhtaç olduklarında ki olacaklar, İslam dünyasından bir kez daha yardım gelir mi acaba? İslam dünyası, gene kendilerini ısıracaklarını bile bile yardım etmek ister mi? Muhtemelen bu yorumumu okuyan bir Yahudi kızacak, rahatsızlık duyacaktır ama duymamalı. Çünkü geçmişte böyle bir mağduriyet yaşamaları, bugün bu yaptıklarını haklı çıkartmamakta, dünyaya böyle bozgunculuk yapma hakkını ona tanımamaktadır. Öyle olsa idi biz Müslümanların onlardan çok daha fazla hakkı var. Hali ile yardım eden eli ısırmaları hatta parçalamalarının bir sonucu olacaktır.

Kısacası; Masumiyetini kaybetme ki her daim seni koruyacak ve destekleyecek birileri olsun. Aksi halde Allah bile seni korumaz. Yahudilerin durumu maalesef bu. İnşallah gelecekte hatalarını fark ederler de kendilerini düzeltirler. Ama siyonizmin elinde olan Yahudilik için umut varmış gibi gelmiyor.

Neyse konuya dönelim. 2.dünya savaşı sırasında Fransa da resmi olarak bilinen 330 bin Yahudi mevcuttur. Bir kısmı da 1.dünya savaşında Türkiye'den giden Yahudilerdir. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Türk pasaportu almak istememişlerdir. Ama soykırım başlayınca Türk büyükelçiliği önünde sıra oluşturacaklardır zira kurtuluş biletleridir. Ama hepsi böyle değildi. 10 bin tanesi Türk Yahudisi olarak gözüküyordu. Yani soykırım sırasında 10 bin civarındaki Türk yahudisi ve sonradan Türk vatandaşlığına geçmiş 10 bin Yahudi ile birlikte toplam 20 bin Yahudi kurtarılmıştır Türkiye tarafından. Buna vesile olan ise Behiç Erkin olmuştur.

İşgal sırasında Behiç Erkin Nazi komutanları ile yemekler yer, sohbetler eder ama bir yandan da Büyükelçiliğinde olabildiğince çok, soykırma uğrayacak Yahudiyi kurtarmaya çalışır. Geçmişte aldığı, ALman devletinin en değerli nişanı olan Demir Haç madalyasının bile sahibidir ki sohbet ettiği bir Nazi komutanı bunu duyunca şaşırır ve hayranlık duyar. İçten içe de sinir olur çünkü kendisi bile sahip değildir. Zaten herkese verilmemektedir de.

Kitabı okurken soykırım için hazırlıkların nasıl yapıldığını, Yahudileirn nasıl toplanmaya başlandığı ve kamplara gönderildiğini görüyoruz. Hatta iki vagon dolusu Yahudiyi kurtarmak isteyen iki Türk Elçilik Görevlisinin de çabasını görüyoruz. Öyle ki "Türk vatandaşı onlar!" demesine rağmen Yahudileri bırakmadıkları için vagona biniyorlar ve onlarla yolculuk ediyorlar. Görevliler kurtul elbette ama ya o Yahudiler? Ve daha fazlası? Diğer yandan Naziler ve işbirlikçi Fransız hükümeti Behiç Bey için bir şey yapmadı mı? Gereken her türlü baskıyı yaptılar. Tüm ayrıntıyı ve fazlasını öğrenmek için kitabı okumanız gerekiyor. :)

Kitap hakkındaki genel görüşüm: Kitabı okurken "Ne adammışsın Behiç Bey!" diyorsunuz. Kitabın dili" günlük" havasında gibi diyelim. Ama başkasının gözünden elbette. Dili az biraz sıkıcı bulabilirsiniz. Tarihi olayları anlattığı için betimlemelerden az uzak ve doğrudan konuya ve olaylara odaklanıyor. Ama insan da merak uyandırmıyor değil.

Kitabı bitirince insan şunu soruyor. Yahudi soykırımı için Almanya'nın tamamını sorumlu tutan dünya, neden Fransa'yı sorumlu tutmadı da sadece o dönemin hükümetini sorumlu tuttu? Pekala, Almanya'nın Nazi hükümeti sorumlu tutulabilirdi sadece. Burada da iki yüzlülük görüyoruz. Bu durumun tek açıklaması "Kazanan-Kaybeden" durumu. Ama kitabı okuyunca görüyoruz ki soykırımı destekleyen tek kişi/ler Almanya değilmiş.

Kitap önerisi: Okumanız gerektiğini düşünüyorum.

Puan: 10/7,5

Kitap Fiyatı: 12,50