KÜNYE
Yazar: Bernard Lewis
Yayınevi: Profil Kitap
Yayın Yılı: 2021
Sayfa Sayısı: 96
TANITIM BÜLTENİNDEN
“Günümüzde başka kültürlerin incelenmesini değerli ve önemli
kılan birinci neden, onları kendi yaşam koşullarında tanımaksa,
ikinci neden de kendi kültürümüzü daha derin ve daha gerçekçi
bir biçimde anlamanın yolunun öteki kültürleri incelemekten
geçmesidir.”
Bernard Lewis tarihçilerin,
özellikle de İslam tarihçilerinin “duayen”lerinden biridir.
Lewis Müslüman, Hristiyan ve Yahudi kültürlerinin, tarihin belli
bir anındaki çatışmasını ele alıyor. İber Yarımadası’ndaki
İslam egemenliğinin sona erdiği, Yahudilerin bu topraklardan
çıkarıldığı, Amerika’nın keşfedildiği yıl: 1492.
Yazar
bu zirve yılda yaşanan ve çığır açan bu üç sürecin
birbiriyle ilişkisini, etkileşimlerini ve sonuçlarını tarihsel
bir çerçevede zarafet ve bilgelikle inceliyor. Avrupa’yı merkeze
alan tarih anlayışını eleştirirken bu kıtanın dünya
uygarlığına yaptığı katkıları da görmezden gelmiyor;
dogmatizmden uzak, çözümlemeci bilimsel anlayışı ve etkileyici
üslubuyla bize bir dönemin çarpıcı bir tablosunu çiziyor.
Tarih okuyucuları bilirler, #BernardLewis ünlü bir İslam tarihçisidir. Elimdeki kitap, yıllar evvel 1993’de verilen bir konferansta konuşulanlara dayanmaktadır, belki de bu sebeple oldukça ince bir #kitap.
Genel olarak Bernard Lewis, İslam ve Hristiyan kültür/tarihini kıyaslıyor ve iki tarafın birbiri ile olan ilişkilerini; iniş çıkışlarını ve birbirine bakışı ile ilgili genel bir özet bilgi veriyor. Şüphesiz yazar, kendi batı algısı ile yorumlamakla beraber kendisi, diğerleriyle kıyaslandığında, bildiğim en tarafsız sayılacak oryantalistlerden biridir.
İki taraf için de makul eleştiriler ve yaklaşımlar yaptığını düşünüyorum. Ayrıca Batının Yahudilere olan yaklaşımlarına ve zamanında onların Müslüman casusu gibi algılanmasından bahsetmekte, bunu ilginç buldum. Ayrıca orta çağdan kalma, daha önce okuduğum, bir efsaneye tekrar değinmiş; Batılılar, doğuda efsanevi bir Hristiyan kraldan bahsedilir, Haçlılar bu kralı bulup birlikte Müslümanlara karşı mücadele etmek istemektedirler. Yıllar evvel okuyup da bir daha denk gelmeyince, yanlış bir aktarım mıydı acaba diye düşünürdüm zaman zaman ama burada da görmek, bilgiyi onaylamış oldu.
Kitap, ayrıca (bence) Avrupa’nın eski dönemlerden beri kendini nasıl gördüğünü çok güzel açıklıyor.
“Aralarında Aristoteles’in de olduğu bazı Antikçağ Fislozofları bir adım daha ileri giderek, Avrupa’yı özgürlük, bağımsızlık ve hukuk düzeniyle, komşularını ise keyfi tiranlık ve kölece boyun eğmeyle özleştirdiler. Bu görüş Avrupa Birliğinin konseylerinde zaman zaman hala dile getirilmektedir.”
Gördüğünü gibi aslında 100 yıldır yapılan propaganda ile doğu toplumlarda, Batının kendini ve bizi nasıl gördüğüne dair ağır bir algı operasyonuna maruz kaldık ve hala tamamen kurtulamadık, inşallah tez zamanda mankurt kafalardan kurtuluruz.
0 yorum:
Yorum Gönder