13 Ekim 2013 Pazar | By: YeniAy M.

Alacakaranlık/ Twilight: Şafak Vakti

 
 UYARI: Kitap hakkında bilgi içerdiğini unutmayınız.
 

Tam da hayat daha iyi olamaz derken, illa bir sorun çıkmadan olmaz, değil mi? Bella için de aynısıydı.

 
Bella kısa bir nişanlanma dönemini atlattıktan sonra, Edward ile güzel bir düğün ile evlenir. Tüm yaz boyunca ortalıkta olmayan ve haber alınamayan Jacob, düğün akşamı gelir ve Bella ile görüşür ama balayı sonrası vampire dönüşeceğini öğrendiğinde, zaten vampir olacağını biliyordu ama bu kadar kısa zamanda olması için hazırlıklı değildir, çılgına döner ve olay çıkartarak uzaklaşır. Jacob için Bella ölmüş olsaydı daha iyiydi.

Bella bu üzüntüyü çabuk atlatır çünkü balayına Brazilya'da ki Esme Adasına(Carlise karısı için almıştır.) gitmişlerdir. Geçirdikleri birkaç günlük harika günden sonra bir mucize gerçekleşir. Bella hamiledir. Bu duruma Bella memnun kalmıştır ama Edward şaşırmış ve endişelenmiştir. Karnındaki çocuk kesinlikle doğmaması gereken, tehlikeli "bir şey" dir. Zira bu çocuk büyük olasılıkla, Bella için "ölüm" demekti. Apar topar Bella'yı eve götüren Edward, hızlı bir müdahale ile bebeğin alınmasını istemektedir ama bebeği isteyen Bella, çok önceden Rosaline'i aramış ve durumu anlatmıştır. Yardım ister. Eve döner dönmez Rosaline'in, tabiri caiz ise, arkasına sığınan Bella, bebeğinin alınmasından kurtulur. Zaten Carlise, o istemediği sürece böyle bir şey yapacak da değildir ve açıkçası böyle mucizevi bir olay karşısında bebeğe karşı ilgisi vardır. Ama ne Edward ne de durumu sonradan öğrenen Jacob bu işten memnun değildir. O bir bebek değil "şey" dir. Edward o kadar çaresizdir ki eğer Bella vampir olmadan önce bebek istiyor ise bu bebeği başka yollarla da elde edebileceğini söyler(yani Jacob'dan sahip olabileceğini ima eder ve Jacob bu konuda Bella ile konuşur.). Ama Bella böyle bir şeyi kabul etmez, elbette. Karar kesin olarak verilmiştir. Bebek doğacaktır ve doğumun hemen arkasından Bella dönüştürülecektir zira zaten doğumun onun ölümüne neden olacağı açıktır, başka çareleri yoktur.

Ama sorun vardır ki kurt adam sürüsü Bella'nın bu durumunu öğrenir ve hoşnut olmaz. Onlar da bebeğin doğmaması konusunda ısrarcılardır. Öyle ki vampir klanına saldırıp bebeğin işini bitirmek isterler. Ama Jacob Bella'ya zarar gelmesine izin vermez ve sürüden bağını kopartarak Cullen'ların yanına gelip, Bella'yı gece gündüz korumaya başlar. Bu sırada Jacob'ın lider olmasını isteyen Seth ve kardeşini yalnız bırakmak istemeyen Leah'da yanlarına katılır. Sonunda doğum vakti gelmiştir. Bella doğumunu yapar ve tam da bilindiği gibi doğum onun ölümüne neden olmak üzeredir. Edward daha önceden vampir zehrini bir şırıngaya boşaltmıştır ve bunu kalbine aşılayıp, aklına gelen her yeri de ısırmaya başlar. Dönüşüm başarılıdır. Bella artık bir yeni doğan vampirdir.

Kendine geldiğinde ilk görmek istediği ise kızı olmuştur. Bu herkesi şaşırtır çünkü yeni doğan her vampirin ilk düşündüğü şey, uzun süre, kan olmuştur. Üstüne üstüne Bella'nın öz denetimi çok yerindedir. İlk avlanması sırasında bir aslan öldürmüştür ama aldığı insan kokusu onu tahrik ettiğinde ters yöne doğru kaçmıştır. Bu herkesi şaşırtır ama Jasper bu durumdan içten içe rahatsız olur. Çünkü o dönüştüğünde çok kan akıtmıştı ve bunun yeni doğan bir vampir için kaçınılmaz olduğuna inanmıştı. Kendi de bu şekilde kendini denetleyebilecekken aksini mi seçmişti? 

Renesmee ismini koyduğu kızını gördüğünde Rosalie ve Jacob'ın onun üzerine düştüğünü görür. Rosalie için bu durum olağandır ama Jacob? Öğrenir ki Jacob kızına mühürlenmiştir ve artık Bella'ya bir aşk duymamaktadır. Zaten Jacob'da bu aşkın içten içe Nesse yüzünden olduğunu düşünmüştür. Evet, Nesse ismini koymuştur ve ne bu yeni isim ne de mühürlenme olayı Bella'nın hoşuna gitmemiştir hatta öfkelendirmiştir ama sonra alışır. Renesmee de yeteneklidir. Dokunduğu kişilere tecrübe ettiği her şeyi anlatıp, gösterebilmektedir ve çok hızlı bir şekilde büyümektedir. Bu biraz onları korkutur çünkü böyle hızla büyürse yakında erişkin olacaktır. Bu onun kısa süre sonra öleceğini mi gösteriyordu yani? Dahası Renesmee ailesi gibi vampir güzelliğine sahiptir ama sıcaktır ama yine de kan içer.

Bir gün avlanmaya gittiklerinde, Cullen ailesi gibi vejeteryan, aile dostlarının üyelerinden Irene isimli vampir kız onları görür. Kızın bir vampir olduğunu anlayan Irene, zamanında Laurant'ın ölümü yüzünden suçladıkları(önceden onlarla kalmış ve birbirlerine aşık olmuştur) Cullen'lardan intikam için bu durumu gider Volturi'ye şikayet eder. Çünkü çocukları dönüştürmek yasaktır ve cezası ölümdür. Aro beklediği fırsatı elde etmiştir. Tanıkları ve adamlarını toplar ve Cullenları imha etmek için yola çıkar. Alice bunu görür. Alice ve Edward'ı kendilerine katıp, diğerlerini öldüreceklerdir. Jasper ve Alice evi terk eder. Bella kaçtıklarını düşünür ama işin özünde onları kurtaracak bilgi peşindedirler ama ne olur ne olmaz diye Jasper'ın iş yaptığı bir insan vasıtasıyla sahte pasaportlar, kimlikler ve uçak bileti elde ederler. Gerekirse kaçmaları için.

Bu sırada da Carlise, vejeteryan ve vejeteryan olmayan vampir dostlarını tanıklık etmesi için çağırır. Dünyanın dört bir yanından gelen vampirler Renesmee nin dönüştürülmediğini, doğduğunu ve büyüdüğünü görürler ve tanıklık edeceklerini söylerler ama gerekirse savaşacaklarını da. Bu sırada ortaya çıkar ki Bella bir kalkandır. Hiçbir kişinin gücü onun üzerinde işe yaramamaktadır ve eğer geliştirirse bu kalkanı etrafındakiler için de kullanabilecektir. Nitekim öyle olur. Bella bu konuda eğitilir ve Volturi geldiğinde, Alec ve Jane güçlerini kullanırlar ama işe yaramaz. Tüm vampirler onun insan olduğunu söyler ve Aro bizzat buna tanıklık eder. Görür ki kız insandır, özel yeteneği vardır ve büyümektedir. Buna şaşırır ve hoşnut olmaz. Üstüne bir de Alice Jasper ile yanlarında aynı Renesmee gibi bir biyolojik vampir ile gelir. Ama Cauis geldikleri şeyi almaya kararlıdır. Bu sefer kurt adamları bahane eder. Bu da suçtur. Fakat sonra öğrenilir ki bunlar "Ay'ın çocukları" değildir. Bu kabile şekil değiştiricilerdir. Arzu etselerdi en başta kurt adam yerine başka bir cisme de dönüşebilirlerdi. Orta da başka bir suç olmadığını gören Volturi hayal kırıklığı ile döner ama önce Irena'yi öldürürler.

Derken serimiz burada sonlanır. Mutlu mesut yaşarlar ve tahminen mühürlenme yüzünden Jacob bizim renesmee ye büyüdüğünde aşık da olmuş olacaktır. Evleneceklerini düşünmek zor olmasa gerek. :D

Kitap hakkındaki genel görüşüm: Genel olarak seri hakkında diyeceğim şey bence çok yaratıcı bir kurgu olduğu. Vampir hikayelerinin farklı bir türü. Bu son kitap ise açıkçası sıkıldığım noktalara sahip ve son derece az bir harekete sahip. Oysa serinin en çok sayfası olan kitabı. Zırt pırt onun bunun gözünden anlatması da sıktı beni. Bella'nın gözüyle anlatılmasına alışmışım. Ama başka özellikleri olan vampirleri görmek iyi geldi. Keşke Garret'de özel yeteneği olan biri olsaydı ve onun hakkında çok şey bilseydik.

Kitap önerisi: Buraya kadar gelip de almamak ayıp olur.


Puan: 10/9

Kitap Fiyatı: 25

KARAKTERLER
 

 
Renesmee (Nessie) Cullen, Edward ve Bella Cullen'ın biyolojik kızıdır. Bella vampir olmadan önce onu baya zahmetli doğurmuştur. Yarı insan yarı vampirdir ve ailesinin aksine sıcak bir teni vardır ve kalbi pır pır atmaktadır. Ama buna rağmen kan ile de beslenmektedir. İnsanlara dokunarak onlara istediği her bilgiyi aktarır hem de görüntülü şekilde. Ve çok hızlı bir büyüme sürecine sahiptir. Ergenlik döneminde bu büyümesi duracaktır. Jacob Black'in gelecekteki muhtemel eşidir zira Jacob kendisine mühürlenmiştir ve Nessie onu çok sevmektedir.
 
 
Garret soy ismi bilinmeyen, bağımsızlık savaşı sırasında dönüştürülmüş bir Amerikan göçebe vampirlerindendir. Garret kaygısız ve dürüst bir kişiliktir. Sert ve tehlikeli görünümünün aksine şakacı bir kişiliği var ama cıvık değil. Şöyle söyleyelim, ciddi şakacılardan. Onu sinirlendirirseniz bir anda dişlerini boğazınıza yapıştırabilir. Mesafeyi koruyun yani. :) Ayrıca karşısındaki kişi/lere bir şey öğretmek istediğinde bu konuda çok iyi olduğunu da göreceksiniz. Bella'ya kalkan gücünü geliştirmesinde çok yardımcı olmuştur. İsyankar bir yapısı da var; insan yaşamından kalma herhalde. Kendisi gözlerden de görebileceğiniz gibi vejeteryan değildir. Ama Carlise ile yakındır. Tanıklık için yardım istendiğinde ilk gelen o olmuştur. (Kendisi benim en sevdiğim vampirdir. Lee Pace yüzünden de olabilir :D )
 
 
Aro: Volturi'nin başlarının da başı diyelim. Üç kardeşi ile birlikte bu klanı yönetmektedir. Vampirlerin gayriresmi krallarından biri. Dokunduğunda sizinle ilgili her şeyi öğrenebilir çünkü o bir akıl okuyucudur ama dokunarak.
Marcus: Kardeşlerden biri. İlişkilerin gücünü ve bağını hissedebilir. Ama hayattan bıkmış bir hali vardır. Yani gidip öldürmeye kalksanız size seve seve izin verecek gibidir.
Cauis: Gücü yok. Kurt adamlardan korkar çünkü neredeyse onlar tarafından öldürülecekti. Ağabeylerinin aksine gücü olmamasının onu ezik bir tip yaptığını düşünüyorum. Bu yüzden otoriteye sarılmış bir kişiliği var.
Jane: Alec'in ikiz kız kardeşi. Size hayatınızın en büyük fiziksel acısını yaşatabilir. Kral üçlüsünün sağ kolu diyebiliriz. Acımasız ve merhametsiz bir kız. Hiç espiri anlayışı yok.
Alec: Jane'nin ikiz erkek kardeşi. Ablasından çok büyük farkı yok. Onun özelliği ise karşısındakinin tüm duygularını yitirmesini sağlamasıdır. Öyle donar kalırsın ne duyar ne hisseder ne görürsün. Jane sağ kol ise Alec sol koldur. Hiyerarşi de ikisi de üst sıradadır.